yeg-portal

Fikir Köşesi

HARUN GÖKÇEKAYA


Pozitif Düşünebilmek
 
Bizler olumlu düşünceler yerine, olumsuz düşünceleri ve olumsuzluk kelimelerini hayatımıza hâkim kılmaya çalışıyoruz. Aslında olumlu düşünerek neler başarabileceğimiz maalesef bize öğretilmemiş. Hayatta inandığımız, hayal ettiğimiz, gerçekten istediğimiz şeyleri yaşadığımızı görürüz. Demek oluyorki; her şey düşüncede başlıyor.

İnsanlarımız birbirilerine danışmanlık yapmaya bayılır ve en çok duyduğumuz sözlerden biri “İnsan isterse azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz” dır. Ancak bunu diyenlerin bile isteklerinin peşinden tutku ile koşmadıklarını görürüz. Hepimizin bazen hayat enerjisi düşer. Yaşam şartları bizi yordu deriz. Biz bunu şartlara ve eldeki imkanların yetersizliğine bağlarız. Olmak istediğim yerde değilim, yapacak bir şey yok kaderim bu deyip duygu ve ruh halimizi çökeltmeye çalışırız.

Bir işte başarılı olmak için ne yapmamız gerektiğini biliriz. Bunları niçin yaptığımızı, nasıl yapabileceğimizi de biliriz. Yapmadığımız takdirde neler kaybettiğimizi ve yaparsak neler kazanabileceğimizi de biliriz. Yapmak isteriz, bunu da söyleriz. Fakat hiçbir şey yapmayız. Daha önce de kullandığım sözdeki gibi “Ya düşündüğümüzü yapamayız ya da yaptığımız üzerinde düşünmeyiz.”

Aldığımız uçurtmanın uçmayışına üzülmek yerine onu uçacak hale getirmeye çalışmalıyız. Çocuklarımıza da hazır uçurtma vermek yerine bize öğretildiği gibi onu sıfırdan yapmayı öğretirsek, hazırı da düzeltip uçurmayı başarmalarını sağlarız. Onlara problemleri çözmek ve onlarla başa çıkma cesaretini, özgüvenini kazandırmak zorundayız. Problem ve sıkıntılardan korkan değil onlarla savaşan, başarma ve zorlukları aşma arzusuyla zirveye çıkmaya çalışan bir dağcı gibi mücadeleyi öğretmeliyiz.

Hayatımda şükür ve sabrın mutluluğu, başarı mücadelesinin ise parayı, özgüvenin kariyeri getirdiğini gördüm. Hayatta başladığınız yer ile geldiğiniz yer arasındaki farka bakın. Fark pozitif ise aynı azim ve kararlılıkla yola devam etmenizi öneriyorum. Eğer negatif ise yaptıklarınız üzerinde düşünmeniz yani bir yol haritası çizmeniz ve hemen yeni bir başlangıç için düğmeye basmalısınız.

Her başarılı insanın hayatına baktığımız zaman, dönüm noktalarına geldiklerinde, net kararlar almayı bildiklerini görüyoruz. Duygusal davranmadan ve ait oldukları yeri bulmak için mantıklı pozitif düşünerek, hızlı bir şekilde hareket ederek, sağlam adımlarla başardıklarına şahit oldum.

İnsanoğlunda inanılmaz mucize gibi bir şey olan akıl ve bunu iç güdülerle desteklenmiş içinde uyuyan güçler var. Bunları uyandırıp harekete geçirince hayatımızdaki büyük değişimi fark ederiz.

Kimsenin hayallerinizin önüne geçmesine izin vermeyin. Aklınızın ve kalbinizin sesini dinleyin...

Azim ve Kararlılık
 

 

 

 

Kişisel sorunlar büyük başarıların önünde engel değildir.

- Kendi çaplarında büyük işler başaran insanların hayat hikayeleri hep dikkatimi çekti. Bu insanlar sıradan biri olarak yola çıkmışlar, ama sıra dışı çok zor denilen işler başarmışlar. Azmin ve kararlılığın ne kadar önemli olduğunu bize öğretiyorlar.

Bu insanları incelediğim zaman şu ortak yönlerini tespit ettim:

-Küçük hayatları, fakat büyük ve güçlü hayalleri vardı.

-Ürettikleri güçlü bir enerji ve hırsla kabuklarını kırarak kişisel sorunlarını aşarak yol alıyorlar.

-En büyük sermayelerinin kendilerine olan güven ve iş bilgileri, donanımlarının olduklarını gördüm.

-Küçük imkanlarla bu zor engelleri, imkansızlıkları aşmak zorunda olduklarının farkındaydılar.

-Karşıdan bakanların görüşlerinin başarısız olacakları yönünde olmasına rağmen, olmaz görüneni oldurmak için büyük bir çaba ve gayret gösterdiklerini gördüm.

-Çoğu kez başardılar. Çünkü başarmak üzerine kendilerini programlamışlardı.

-Çevrelerindeki insanlar "çok zor", "hayal" , "sen başaramazsın" dediklerinde, "göreceksiniz, başaracağım" derken iç sesleri titrese de yenilerek yenmeyi, kaybettikçe kazanmayı öğrendiklerini gördüm.

-Ara sıra omuzları, umutları aşağıya doğru düşer gibi olsa da, kendilerinden başka yanlarında hiç kimse kalmasa da insan istediği zaman, azim ve kararlılıkla yol alırsa istediği sonuca, başarıya ulaşır dedirttiler.

-Ve başardıktan sonra gördüklerim ise çevrelerindeki o insanlar farklı bir bakış ve yaklaşım içine giriyorlar.

-Çevrelerine "O yaptı, başardı. Sen de başarabilirsin." coşkusu vermeye çalışıyorlar.

- Bizler şartları suçlamak, sıkıntıları, problemleri büyütmek yerine çalışmayı ve kararlılıkla sonuca gitmek için plan proje üretmeyi seçmeliyiz.

- Kısacası başarmak için ilk adımı atmalıyız. Çaresizlik şarkıları yerine, azim,kararlılık, başarı marşları yazıp söylemeliyiz.

- Her şey bizimle ve düşüncelerimizle başlar. Bence bizlerin sıkıntısı düşündüğümüzü uygulamaya geçiremeyişimiz ve yaptıklarımızın üzerine düşünmememizdir

-Hayatta yaşam, sevgi, umut inanç, güven, iyilik gibi yolları seçmek bizlere bağlıdır. İçinde bulunduğumuz ortamı konumu bizim tercihlerimiz belirliyor. O zaman istediğimiz an yeniden değiştirme planlama gücü dekendi elimizdedir. Düşüncelerimizi eyleme geçirdiğimiz an değişimin başladığını enerjinin, mutluluğun, heyacanın hayatımıza katıldığının farkına varıyoruz.

-Bunu yapmanın yazmak kadar kolay olmadığını biliyorum. Bu değişim kararlarını bir fiil hayatımda uyguladım. Düşüncelerimi planlı olarak azim ve kararlılıkla , inançla uygulayarak olmak istediğim yere ulaşmaya çalıştım.. Büyük bir sorumluluk ve risk almamız gerekiyor. Ama bence aldığımız her riskhayatımızda ki değişimin bir anahtarı oluyor.

Denemek başarısızlığa uğrama riskini göze almaktır. Ama risklere girmezsek hiçbir şeyi yapamayan bir yere gelemeyen bir kişi olma kısacası hiç olmayı göze alan biri oluruz.

-Yalnız riske giren insanların özgür olduklarını, bu dünyada var olduklarını ispatladıklarını görüyoruz.

-Var oluşumuzdaki en büyük sorumluluklarımızdan biri de kendimizi, her şeyimizle bilgi ve deneyimlerle olgunlaştırıp geliştirmektir.

 

 

Azim ve kararlılıkla büyük başarılara imza atmanız dileğiyle..

 

HARUN GÖKÇEKAYA

‘Başarı’
 
Hayatın amacı; bilgi, düşünce değil, bunları eyleme geçirerek sonuca ulaşmaktır...

Mutlu olabilmek ve devamlı neşeli olmayı sağlayıp gülebilmek. Küçüklerin sevgi dünyasına girip zeki insanların saygı ve değerlerini kazanabilmek, anlamlı eleştiri, tecrübe paylaşımlarını kazanabilmek. Kötü çevre ve arkadaşların, doğru olan çizginizden sizi çıkarma çabalarına karşı durabilmeniz. İyiyi, güzeli, farklıyı anlamak, hayatın içinde en iyiyi bulmak. Arkanızda sağlıklı, eğitimli bir çocuk, faydalı olabildiğiniz iş ve sosyal hayatınızda birilerinin sizin varlığınızdan dolayı mutluluk ve huzur duyduğunu öğrenmektir.

Hayatın, başarı ile eş anlamlı olduğu düşüncesi kimi zaman farklı sonuçlar çıkarabilir. 
Herkesin hayatında gerçekleştirmek istediği farklı hayalleri ve idealleri vardır. Bence kimleri tanıdığımız, nelere sahip olduğumuz ve nerelere gittiğimiz, başarımızın gerçek öyküsü değildir. Başarı, daha iyiye, güzele ulaşabilmek adına devamlı çaba göstermemizdir. Biz insanlara faydalı olmaya çalışırken, ruhsal, psikolojik, duygusal, finansal vs birçok konuda kendimizi de sürekli geliştirecek olanaklara sahip olmuş oluyoruz.

Başarıya giden yolu, devamlı bakım halinde güçlendirmemiz gerekir. Dünyada başkaları için mümkün olan her şey, bizim için de mümkündür. Sorun, bizim diğer kişilerle aynı sonucu alıp almadığımız değil, sorun stratejidir. Önemli olan neyi, nasıl, nerede, ne zaman yapmamız gerekli olduğunu bilmektir. Güçlü olmanın temelinde, eyleme geçmenin yattığını unutmayın. Ancak anahtar; sevgi, neşe güven, kendimizi ve bağlı sistemimizi doğru yönetmekten doğan güçtür.

Bütün başarılı insanlar hayatlarında başarısızlıklar yaşadılar. İnsanlık tarihine çok fazla katkısı olan kişilerin yaşamlarını okursanız farkına varabilirsiniz... Bu kişilerin hayatlarındaki değişmez gerçeği; başarılarını yaptıkları başarısızlıklara borçlu olmalıdır…

Einstein, dört yaşına kadar konuşamamıştı. Matematik dersinden çok başarısız olduğu için ilkokuldan atılmıştı. Oysa şimdi biz onu yüzyılımızın en büyük dehalarından biri olarak görüyoruz.

Müzik öğretmeni Beethoven‘a; besteci olması imkansız! demişti. Oysa o, insanlık tarihinin en büyük bestecilerinden birisi oldu. Meşhur dokuzuncu senfonisi‘ni yazdığında Beethoven tamamen sağırdı!

Barış Manço müzik dersinden ikmale kalmıştı! Ölümünün ardından bile, Barış Manço şarkıları günümüzde tüm çocukların dillerinde ve yüreklerde…

Başarısızlık hayatın bir parçasıdır. 

Burada önemli olan, o başarısızlık durumdan başarılı olmak için ne öğrendiğinizdir.  

Ayağa kalkıp devam etmeniz ve mücadele etmenizdir.

“Başarı için plan yapmıyorsanız, o zaman hükmen başarısızlığı planlıyorsunuz demektir”
 Townsend

Düşüncelerimizi eyleme geçirip, başarılı sonuçlar almamız dileğiyle...

 
Farkındalık
 
Değerli okurlar.. Farkındalık, dikkatinizi şu ana odaklamakla ilgilidir. Dikkatin şimdi ne hissettiğinize, ne düşündüğünüze, ne gördüğünüze, ne işittiğinize, bedeninizde neler hissettiğinize odaklanması farkındalık halidir.

Günlük hayatımızda, koşuşturmalar esnasında yaşadığımız bir çok şeyin farkında olmayız.. Bir gün çok büyük bir caddede çok ünlü bir sanatçının resim yapması ve oradan geçenlerin aslında bildiği halde kendini tanımamaları örneğini verebiliriz.. Bunun sebebi günlük koşuşturmalarda  geçmişe ve geleceğe yönelik düşüncelerimizdir. Kendimize bir çok kez sorarız; ocağı kapattım mı, ya buradan geçerken ayağım takılıp düşersem, yarın ne pişirsem, kızım okulda başarılı olacak mı gibi soru ve sorunlarla uğraşıyoruzdur. Oysaki hiç birimiz anda kalamıyoruz.. Anda kalmak demek yaşadığınız anı gerçekten bilinçli yaşayabilmek demektir..

Örneğin: dişinizi fırçalarken macunun kokusunu hissetmek, yağmur yağarken damlaların yüzünüze çarptığını hissetmek, rüzgarın size dokunduğunu hissetmek gibidir anda kalmak..

Yaptığınız her neyse farkına vararak yapmaktır. Farkındalığı, günlük hayatımızda uygulamak için kendimize “Şu anda neredeyim ve ne yapıyorum” sorusunu sormamız yeterlidir..

“Şu anda neredeyim ve ne yapıyorum?” sorusuna verilebilecek bazı yanıtlar şunlardır:
“Şu anda ofis masamda oturuyorum ve bir yazı yazıyorum”,
“Şu anda marketteyim ve kasada sıranın bana gelmesini bekliyorum”,
“Şu anda yolda yürüyorum”,
“Şu anda evdeyim ve eşimle konuşuyorum”,
“Şu anda banyodayım ve ellerimi yıkıyorum”,
“Şu anda kitap okuyorum”.

Farkındalık, kendi duygu ve düşüncelerine karşı iç görü kazanmayı, dikkatin negatif ve takıntılı şekilde kendine odaklandığı düşünme biçimlerinden uzaklaşmayı sağlayan bir beceri olarak değerlendirilmektedir. 

İnsan hayatında her sıkıntı, huzursuzluk , acı , üzüntü anlayabildiğimiz kabullendiğimiz sürece sonucunda fayda sağlayabileceğimiz bir ders, sonuca yoğunlaşırsak çözebileceğimiz bir bulmaca olarak karşımıza çıkar…


Asıl olan "an"dır ve zaman üzerinden düşünmek bu dünyada zaman kaybetmektir.
Bırakın milyonlarca, milyarlarca "an" yaşansın!


Bir sonraki yazımda anda kalmak için yapılacak alıştırmalarla karşınızda olacağım..

Saygılarımla
Harun GÖKÇEKAYA
 
Farkındalık (2)
 
Farkındalık;
      Yargısız bir şekilde
            Şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla,
                  Dikkatinizi toplayabilmektir.

Şu kısa hayatta bize verilen inanılmaz özellik ve donanımın ne kadar farkındayız? Şimdi ne hissettiğimize bakalım, terapide kendi duygu ve düşüncelerine karşı  içgörü   kazanmayı,  negatif ve takıntılı şekilde kendimize  odaklanma  düşünme biçimlerinden uzaklaşmayı seçmemiz gerekmektedir.
Bundan böyle öncelikli odak noktanız kendiniz olamayacak.  Kendimiz ve çevremizdekilerin değer, sevgi, saygı ,kıymet verme gibi değerlerimizin  karşılıksız paylaşımların olması gerektiğinin farkına varmalıyız.  

Zamanı iyi değerlendirin :

Zaman günümüzde iş hayatında olsun, sosyal hayatımızda olsun çok kıymetli olmaya başladı. Herkes aynı zamana sahiptir, önemli olan zamanınızı nasıl planlandığınız, önceliklerinizi nasıl belirlediğinizdir. Planlı ve hedefli olursanız, istediğiniz herşeyi yapacak zamanınız olacaktır.
Her şey sizinle başlar, öncelikle kendimizi tanımalıyız ve sevmeliyiz ki, başkalarıyla ve olumsuz olaylara karşı baş edebilelim ve uyum sağlayabilelim. Kendimize güven ufak yaşlarda başlar, başararak ve kendimize inanarak kendimize inacımızı ve güvenimizi artırabiliriz. Her konuda ileri gitmemiz için öncelikle hayatta hedeflerimiz ve başarma hırsımız olmalı. Bir başarıdan diğer başarıya gitmek istiyorsak, bir hedeften bir hedefe koşmalıyız. İnsan hayatta, ürettiği, kendisine ve çevresine faydalı olduğu sürece var olur, değer katar. Üretmek de eylemden geçer.

Güven, sevgi gibi duygularının hepsini içimizde yaratıyoruz. 
Bir yaşam ; öyküsünü katlanılamayacak kadar uzun! Bir gülümseyişe, bir kıpırdanışa, bir dokunuşa vakit ayıramayacak kadar kısadır. 
Fikirlerinizi paylaşıyor, ama içinizde hissettiklerinizi paylaşmıyor musunuz?: En son ne zaman iyi bir konuşmacıyı dinlediniz? Konuşmacının hangi sözlerini hatırlıyorsunuz? Büyük ihtimalle, konuşan kişi, bazı kişisel konuları paylaşıyor; bir noktayı bir anekdotla betimliyordu. Bir konuşmacı, dinleyicilerin yaşamları açısından anlamlı bir şeyi paylaştığında, can kulağıyla dinleme başlayacaktır. Etkili iletişim, asla tesadüfi olmaz. Niyet ve dikkat gerektirir. Bildiğiniz en iddialı konuşmacıyı düşünün. Bu kişiyi bir dahaki sefer dinlediğinizde, kendisi hakkında gerçekten ne kadar şey paylaştığına dikkat edin. Siz de bir dahaki sefer, yaşamınızda önem taşıyan biriyle konuşurken, bazı kişisel konuları paylaşmaya çalışın. Bir korkunuzu kabullenecek, çocukluğunuzdan bir hikaye anlatacak ya da geleceğe yönelik bir görüşünüzü paylaşacak kadar onlara güvenin. Hepimiz bu tür diyaloglar kurmak istiyoruz; ama kimse ilk adımı atmıyor. İlk olmaya çalışın.

Yanlış kişilere mi şikayet ediyorsunuz? Olan biteni değiştirme gücü olmayan insanlara şikayet etmenin kimseye yararı yoktur. Bir şey yanlışsa, sorumlu olan kişiyi bulun ve sıkıntınızı doğru kişiye iletin. Şu dönemde maalesef  insanlarımız muhatap olan kişi haricinde problemi herkesle paylaşıyor konuşuyor ama konunun  muhatabıyla paylaşmayı ya düşünemiyor ya da cesaret edemiyor. Sonuçta da konu kulaktan kulağa misali bir türlü çözülemediği gibi daha da çözülmez hal alıyor. Demek  oluyor ki çözüm noktasın da kendi gücümüzün farkın da olmalıyız ve özgüvenimiz tam olmalı,o zaman her şeyin kaynağının biz olduğumuzun farkına varabiliriz.


Kısacası farkındalık karşılaşılan koşul ne olursa olsun sonraki adımı atmadan önce gelecek adımdaki duruşunu doğru hesaplamaktır.

SEVGİ VE SAYGILARIMLA
HARUN GÖKÇEKAYA
    

 
Bugün 14 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı!
Copyright 2012 Tüm Hakları Saklıdır.İzinsiz Hiçbir İçerik Alınamaz veya Çoğaltılamaz. © YEG MEDYA
       HAFTANIN VİDEOSU

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol